Osmanlı İmparatorluğunun Kahve ve Kahvehane Kültürüne Bir Bakış

Yazıcı-dostu sürüm

Londra Yunus Emre Enstitüsü, Türk mutfağının tanıtımı etkinlikleri kapsamında “Bir Tutam Anadolu” (A Pinch of Anatolia) Projesi ile Anadolu’nun 12 bin yıllık yemek tarihine ışık tutuyor. Anadolu mutfağının birbirinden lezzetli tatları, Türk şefler tarafından gerçekleştirilecek atölye çalışmaları, konferanslar ve yayınlar ile meraklıların beğenisine sunulacak.

Bir Tutam Anadolu Projesi’nin ilk etkinliği 17 Ekim 2019 tarihinde Prof. Dr. Mehmet Kalpaklı’nın “Osmanlı İmparatorluğu’nda Kahve ve Kahvehanelerin Sosyal ve Kültürel Tarihi” başlıklı konferansı oldu.

Londra Yunus Emre Enstitüsünün ev sahipliğinde gerçekleşen konferansta, Osmanlı toplumunun kahveyle tanışması, kahvehane kültürünün gelişimi ve bunun sosyo-kültürel hayata yansımaları tarihsel süreci ile birlikte katılımcılarla paylaşıldı. Ayrıca, dönemin padişahlarının kahveye ve kahvehanelere karşı bu dönemde yayınlanan fetvalar da programda aktarıldı.

Prof. Dr. Kalpaklı sunumunda, Osmanlı’nın kahveyle ilk defa 1517 yılında Mısır’da karşılaştığını; Yemen Valisi Özdemir Paşanın Yemen’de içtiği kahveyi Kanuni Sultan Süleyman’a hediye etmesi ile kahvenin sarayda tüketilmeye başlandığını ve çok beğenildiğini ifade etti. Ayrıca, saray halkının yanı sıra İstanbul ahvalinin de kahveyi sıklıkla tükettiğinden bahsedildi.

Osmanlı’da ilk kahvehanenin 1544 yılında iki Arap girişimci tarafından Tahtakale’de açıldığına ve kısa sürede bozahanelerin yerini alarak mahallî eğlence yeri haline geldiğine işaret eden Kalpaklı, kahvehanelerin şehre gelen tacirler vasıtasıyla Avrupa’ya taşındığını; Venedik, Paris, Londra ve Viyana’da açılan kahve mekânlarının İstanbul kahvehanelerini örnek aldığını belirtti.

Toplumun farklı kesimlerinden ve her tür meslekten insanların buluşma noktası olan kahvehanelerin, sadece kahve içilen yerler değil; aynı zamanda şiir ve kitap okunan, hikâyeler anlatılan ve edebiyat sohbetleri yapılan mekânlar haline geldiğinin de anlatıldığı konferansta ayrıca kahvehanelerde tavla, mangala ve satranç oynandığı; gölge oyunu ile meddahlığın da ilk defa buralarda sergilendiğinden bahsedildi.

Kahvehanelerin meydan, ayaklık, ocak, sedir ve başsedir gibi bölümlerini gösteren minyatür örneklerinin de paylaşıldığı konferansın ardından davetlilere kahve ve lokum ikram edildi.